Nöropazarlama nedir?

Nöropazarlama nedir?

İngilizce neuromarketing kelimesinden gelen ve Türkçeye nöropazarlama olarak yerleşen, bazılarının Türkçe-İngilizce karışımıyla nöromarketing de dediği kavrama ilişkin farklı tanımlar bulabilirsiniz. Ancak, ortak ve basit bir tanım ararsanız, beyin fonksiyonlarının ürün ve hizmet pazarlamasında kullanılması olarak genel bir tanım yapmak mümkün.

Tabi bu özet, bir çok bilinmeyeni de beraberinde getiriyor.  Peki nasıl ölçümleniyor, kimler kullanıyor, neden kullanılıyor, neye yarıyor, kesin sonuç mu, tek bir yöntem mi... vs. vs... Nöropazarlama aslında derya deniz bir alan. Bunların hepsini bir yazıda toplamaya çalışmak, o yazının bir kitap olması demek.

Tanımımızı biraz daha açalım. Nöropazarlama, tüketicilerin bilinç dışı tüketme davranışlarını çeşitli teknikler ile ölçümleyen ve elde ettiği verilerle pazarlama stratejileri meydana getiren, nöroloji ve pazarlamanın bilişimi bir dal. Bilimsel midir? Evet. Bilimsel tarafı elbette ki vardır. Beyin olur da, bilim olmaz mı?

Tahmin edileceği üzere, ağırlıklı yurt dışında kullanılan bir yöntem. Ancak, son yıllarda Türkiye'de de bazı büyük şirketlerin ve onlara hizmet veren pazarlama, reklam, halkla ilişkiler, danışmanlık firmalarının bir kısmı tarafından çalışmalarında dikkat ettikleri bilgilerden oluşuyor. Söz konusu bilgiler, çalışmalarında farklı bakış açıları getiriyor.

Nöropazarlamada bir kere şunu baştan kabul etmek gerekiyor. Bir kişinin beğendiğini söylediği ile tercih ettiği aynı olmayabilir. Beğendiğini sandığı her zaman beğendiği de olmayabilir. Biraz karmaşık geldi, değil mi? Haklısınız. Ama bizim bir suçumuz yok. Her şeyin sebebi, mucize organımız; beyin.

Hani şu son yıllarda sıkça kullandığımız algı yönetimi var ya... O da aslında bununla ilgili. Algıyı doğru yönetmek için, beynin kendine özgü dünyasını iyi anlamak önemli.

Uzun yıllar sanılanın aksine, satın alınan ya da alınacak olan bir hizmet veya ürüne karar veren, rasyonel verilerden ziyade duygulardır. Elbette ki rasyonel gerçeklerin bir etkisi vardır ama hiç de öyle sandığımız kadar yüksek oranda değil.